OHSAD Genel Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat ile Söyleşi
- Öncelikle biraz OHSAD’dan bahsedelim, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği, yani herkesin bildiği kısa adıyla OHSAD Türkiye özel sağlık sektörünün çatı derneği. Size göre OHSAD’ın sektördeki en temel görevi ne olmalıdır? OHSAD’ın misyonunu nasıl tanımlarsınız?
Tüm dernekler gibi OHSAD’ın da amacı üyelerinin mutlu olmasıdır. Ancak kamusal bir hizmet sunan sağlık kurum ve kuruluşlarının temsilcisi OHSAD, halkın ve siyasetin mutlu olmadığı yerde üyelerinin de mutlu olmayacağının farkındadır. O sebeple halkın ve devletin işine yaramayacak hiçbir istekte bulunmamak OHSAD’ın ana kuralıdır.
- Özel sağlık sektörü ve özellikle de sağlık çalışanları pandemide, kelimenin tam anlamıyla, hayatını ortaya koyarak çalıştı. Tüm sağlık sektörü ile OHSAD’ın da pandemi sürecinde inanılmaz yoğun bir dönemden geçtiğini biliyoruz. Dernek veya sektör düzeyinde süreç nasıl yönetildi, hangi sıkıntılar yaşandı?
Dünyanın hiç bilmediği bir Covid-19 pandemisiyle 2 yıldan uzun süredir uğraşmaktayız. Pandeminin başındaki bu bilinmezlik kendi canını, varlığını ortaya koyan fedakâr hekimler, hemşireler, sağlık çalışanları sayesinde bugünlere geldi. Bu süreçte ilk isteğimiz çalışanlarımızın sakin kalıp fedakâr olmalarıydı. Siyasetten isteğimiz de bir kışla kadar bu savaşta değerli hale gelen tüm sağlık kurum ve kuruluşlarının sahipliğine bakılmaksızın maddi manevi desteklenmesiydi. İhtiyacımız kadar olmasa da bu desteği tüm sektörlerin desteklendiği kadar almak, bugün ayakta kalmamızı sağladı.
- Geçen sene yapılması planlanan geleneksel OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları, pandemi şartlarından dolayı yayınlanan ani bir bakanlık kararıyla son gece ertelenerek, çevrimiçi olarak yapılmak zorunda kalınmıştı. Bu yılki toplantı için çalışmalarınız, planlarınız neler?
Geçen yıl pandemi sebebiyle Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantımızın çevirim içine dönmesi sponsorlarımız ve misafirlerimiz önünde bizi çok zor durumda bıraktı. Ancak kocaman bir teşekkürü sponsorlarımıza ve misafirlerimize etmek zorundayım. Aynı ilgi ve desteği çok güçlü bir şekilde çevrimiçi toplantımıza da verdiler. Bize kocaman bir bütünün önemli bir parçası olduğumuzu hissettirdiler. Bu yılki toplantımız inşallah yüz yüze 23-27 Mart Antalya Cornelia Otel’de yapılacak. Ben de çok sevdiğim arkadaşlarım, dostlarım ve sponsorlarımızı Yönetim Kurulu ile ağırlamaktan çok mutlu olacağım.
- OHSAD gibi, özel sağlık sektöründe hizmet veren tüm kuruluşları kapsayan bir derneğe 4 dönemdir başkanlık yapıyorsunuz. Her hafta en az 1-2 kez Ankara’ya gidiyorsunuz. Yeri geldiğinde tüm sektör adına bürokratlarla, bakanlıkların karşısına geçip alınan kararlara karşı durmanız gerekiyor. Kamuoyunun gördükleri belki de buzdağının sadece suyun üzerindeki kısmı. OHSAD Başkanlığı sizi yordu mu? Dezavantajlarını yaşadığınız zamanlar oldu mu?
Temsil ettiğiniz kurumlarda kişiler sizi sözcüsü tayin ederler ve size kendilerini layıkıyla temsil etmenin vebalini de yüklerler. OHSAD’ın bu dört dönem başkanlığında, bana, dev bir sosyal sermaye hediyesi oldu. Tanıdık olarak başladığımız bir sürü ilişkimiz dostluğa dönüştü. Siyasetle, bürokrasiyle ve hatta çalışanlarımızla ciddi menfaat çatışmalarımız da oldu. Ancak hiçbir problemimiz kişisel olmadığı için kişilere değil, sorunlara ve çözümlere odaklanarak problemlerimizi çözmeye çalıştık. Haklı ve mağdur olduğumuz konularda talebimizi tekrar etmekten hiç bıkmadık. Siyasetçiyi halka hiç şikâyet etmedik. Çünkü siyasetçiler sorunları halkla çözer, biz de siyasetçilerle çözeriz. Kapısını tekrar çalacağımız makamlara hiçbir saygısızlık göstermedik. Bu anlayış yıllar sonra olsa bile problem çözümünde bize çok fayda sağladı. OHSAD Başkanlığının en büyük dezavantajı herkese karşı iyi olamamak, herkesin problemini çözememek, taraf olduğumuz ve tavır aldığımız durumlarda yıkıcı eleştirilere maruz kalmaktır. Bunu da bünyeniz ve ruhunuz kaldıracak.
- Dernekteki konumunuz gereği; yaklaşık 10 yıldır sadece kendi kurumunuzun değil, büyük küçük tüm özel sağlık sektörü temsilcilerinin sorunlarını dinliyorsunuz. Edirne’den Ardahan’a sektörün tüm sıkıntılarına hakimsiniz. Sizce özel sağlık sektörünün son yıllarda en çok kan kaybettiği alan nedir? Bu yarayı kapatmak için neler yapmak gerekir?
Özel sektörün en ciddi problemi kamunun ödediği SUT fiyatlarının düşüklüğü ve dengesizliği. Bir de planlama adı altında uygulanan yatak, branş ve doktor kısıdıdır. Ak Parti Hükümet’lerinin en büyük başarısı vatandaşın seyrettiği özel hastanelerden herkesin kullandığı özel hastanelere dönüşümünü sağlamaktı. Sadece seçilmiş azınlığa hizmet vermek sektörü küçük ve çapsız bırakmaktaydı. Türkiye’nin sağlık ihtiyacının %30’a yakınını sunan devasa sektör gerçek ölçek ekonomisinin katkısıyla da sağlık turizminde dünyada en çok sağlık ihracatı sunan ilk on ülke arasına girdi. Bir sektörde kalite olmazsa olmazdır. Çünkü sağlık hizmeti kusursuz sorumluluk alınarak verilecek bir hizmettir. Onun için ABD’den sonra en çok uluslararası kalite belgesi Türkiye’de özel sektör hastanelerinde mevcuttur. Bu arada SUT’ta yapılan düzeltme için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Maliye Bakanımıza, Çalışma Bakanımıza, Sağlık Bakanımıza, SGK Kurum Başkanımıza, GSS Genel Müdürümüze ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederim. Teşekkürümüz amasız ve nettir. Bir de hekimlerimizin maddi sebeplerle yurt dışına gidiyor olması şu andaki ana stres kaynağı ve üzüntümüzdür. Bu sorunun kamu ile elele verilerek çözümü hayati önem taşımaktadır.
- Sağlık çalışanları sağlık sektörünün bel kemiği. Pandemi sürecinde de canları pahasına hizmet vermeye devam ettiler. Covid – 19 pnömonisi nedeniyle bir çok hekim, hemşire ve sağlık personeli ve hatta yöneticilerimizi kaybettik. Ancak ne yazık ki, tüm bu özveriye rağmen sağlık çalışanlarına karşı şiddet azalmak bir yana, artarak devam ediyor. OHSAD, sağlık çalışanlarına şiddete karşı nasıl adımlar atıyor? Hepimiz biliyoruz ki, bu sorunun çözülmesinin en önemli adımı toplumun bilinçlendirilmesi. OHSAD’ın bu yönde çalışmaları var mı?
Hekimler, hemşireler ve sağlık çalışanları kendilerini insan hayatını kurtarmaya adamışlardır. Hasta yakınından hayatını kurtarmaya çalışan bir sağlıkçının hastaya verebileceği sağlıklı bir hizmet olamaz. Caydırıcı yasaların bir an önce çıkartılması ve uygulanması şarttır. OHSAD toplumun bilgilendirilmesi, sağlık çalışanlarının bu yönde eğitilmesi konusunda ciddi çaba vermektedir. Ancak sağlıkçıların dışındaki Sivil Toplum Örgütü ve kanaat önderlerinin bu konuda sağlıkçıları koruyan, kollayan açıklamaları bizim yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan çok daha değerli olacaktır.
- OHSAD Yönetim Kurulu, yaklaşık 10 yıldır her hafta pazartesi günü düzenli olarak toplanır ve istisnai durumlar hariç, hiç aksatmadan o haftanın gündemi, sorunları tartışılır, kararlar alınır. Pandemiden sonra da toplantılar online olarak gerçekleştirilmeye devam ediyor. Siz de her fırsatta, sektör temsilcilerini OHSAD toplantılarına katılmaya, fikirlerini, sorunlarını paylaşmaya davet edersiniz. Sektörün OHSAD’a katılımı nasıl? Sizce sektör profesyonelleri OHSAD’ı yeterince destekliyor mu?
Özel sağlık sektörünün en büyük amacı profesyonellerinin de en az sahipleri kadar kaliteli olmasıdır. İddia ediyorum hiçbir sektör derneğinde profesyonellerin patronlardan daha çok katkı sağlandığı başka bir dernek yoktur. OHSAD’da ben eşitler arasında birinciyim. Onlar benim hem meslektaşlarım hem rakiplerim hem de dostlarım. Düzenli toplantıların dostluğun gelişmesinde ve rekabetin kalitesinde çok önemli yeri vardır. Halen her toplantımız büyük bir çoğunlukla yapılır. Bu aileye hizmet etmek ne kadar zor olursa olsun hem çok keyifli hem de çok onur verici.
- Özel sağlık sektöründe finansmanın en önemli ayaklarından birini SGK’lı hastalar, dolayısıyla Sağlık Uygulama Tebliği’nin fiyatlandırma politikası oluşturuyor. OHSAD oldukça uzun bir süre SUT fiyatlarının makul bir seviyeye çekilmesi için ciddi bir savaş verdi ve yetersiz de olsa birtakım kazanımlar elde etti. Sizce özel sağlık sektörü SGK şemsiyesinden çıkıp, yeniden gerçek manasıyla “özel” hizmet vermeye başlayabilir mi? Yoksa sektör, finansal bağımlılık anlamında geri dönülebilir noktayı kaçırdı mı?
Sağlık ödemelerinin tek elden olması devam edecekse GSS’nın SGK’dan bağımsız bir bütçesinin olması ve sağlık için toplanan primlerin ve vergilerin kesinlikle sağlık için harcamasının şart olması sağlanmalıdır. Onun dışında özel sigortalar ve tamamlayıcı sigortalar gibi ödeme çeşitliliğinin de güçlendirilmesi ve bunlara kamu desteğinin de sağlanmaması çok fayda sağlayacaktır. Değil GSS’nin SGK’nun bile bütçesinin bir sürü farklı disiplinlere bağlı olması ve SGK’nun içine bize ödeme yapan bir Genel Müdürlüğün kendi harcama biçimine karar verememesi, veriyorsa da karar verdiği masalarda özel sağlık sektörünün söz sahibi olamaması sağlıklı bir sonuca ulaşamamamızın ana nedenidir. Yine yapılan işe daha iyi ölçülerek ödeme yapılması yani değer bazlı ödeme uygulanabilirse kaliteye katkı sağlayacaktır. Bu dönemde üzerinde en çok duracağımız konular bu son söylediklerimdir.
Teşekkürler